• persembe@persembe.com

TOYOTA RUHU

 

Mart 2017
Lo Spirito Toyota
Çeviri: Canan Feyyat
204 sayfa

Birçok ekonomi teorisyeninin 1900’lerden çıkış yolu olarak tanımladığı Toyota Üretim Sistemi, Amerikan toplu üretim sisteminin anti-tezidir; “hep daha fazla” ve “hep daha hızlı” ideolojisinin kayıplara neden olan büyük miktarlarda satış kavramının tam tersini söylemektir. ABD ve İngiltere”de 1980’lerde, Avrupa’da ise 1990”ların başından itibaren çevirisi yapılarak sayısız baskısı gerçekleştirilen Toyota Ruhu, Toyota Üretim Sistemi’ni kurucusunun kaleminden aktarıyor. Dünya şirketler tarihindeki en büyük başarı öykülerinden biri olan Toyota Ruhu, Japonya”nın İkinci Dünya Savaşı ertesinde başlayan olağanüstü “yükselişine” ışık tutan tarihi bir materyal olma özelliğini taşıyor.

……….

“Japon Modeli”, “Yalın Üretim”, “Entegre Fabrika”, “Toplam Kalite”, “Just in Time” gibi bugün ekonomisinin ötesinde, fikir ve değerlerde yoğun bir kriz yaşayan modern endüstrilerin totem-for-müller olarak gördüğü ve antitez aradığı kavramların doğuşu, olgunlaşması ve sistem içinde yerleşmesi “mucidinin” kaleminden aktarılıyor. Ancak bu kitap tüm bunların ötesinde, Japonya’nın savaş sonrası dönemden günümüze kadar uzanan kısa tarihi geçmişinde gerçekleştirdiği olağanüstü yükselişe, dolayısıyla da Taylor ve Ford’dan sonra evrensel bir figür haline gelen Ohno gerçeğine ve Ohnizm’e ışık tutan önemli bir tarihi materyal. – Hazım Kantarcı, ToyotaSA Genel Müdürü

İÇİNDEKİLER

Sunuş (Hazım Kantarcı)
Biyografi: Taiichi Ohno
Toyotizm Üzerine (Çevirenin Notu)

1. Gereksinimlerden Yola Çıktık
2. Toyota Üretim Sisteminin Evrimi
3. Diğer Gelişmeler
4. Toyota Üretim Sisteminin Doğuşu
5. Ford Sisteminin gerçeği
6. Yavaş Büyüme Döneminde Varolmayı Sürdürmek

KİTAPTAN BİR ALINTI

1937 yılında Toyoda Spinning and Weaving tesislerinde çalışıyordum. Bir gün Alman işçilerin bireysel üretkenliğinin Japon”lardan üç kat fazla olduğunu, Amerikalı işçilerin de Alman’lardan üç katı üretim yaptığını duydum. Bunun anlamı Japon ve Amerikan işgücü arasındaki farkın bire dokuz olması demekti: Bir tek Amerikan işçisinin yaptığı işi gerçekleştirmek için tam 9 Japon işçisi gerektiğini dinlerken duyduğum şaşkınlığı dün gibi hatırlıyorum. (…) Aradaki uçurumu Başkan Toyoda’nın dediği gibi 3 yılda kapatabilmek için, üretimi 8-9 kat artırmak gerekiyordu ki, bu da bu kadar kısa zamanda başarılabilecek bir iş gibi gelmiyordu. Daha somut bir anlatımla, o güne kadar 90 isçinin çıkardığı işi artık yalnızca 10 isçi yapacaktı. (…) Ama bir Amerikalı’nın biz Japon’lardan 10 kat daha fazla fiziksel güç harcayabilmesi mümkün müydü?Bu bana olacak şey gibi gelmiyordu: açıkça ortadaydı ki Japonlar birşeyleri boşa harcıyorlardı ve bu israfları ortadan kaldırabildiğimiz takdirde, üretkenlik istenen ve hedeflenen düzeylere çıkabilirdi.