• persembe@persembe.com

TARIM VE GIDADA YATIRIM TRENDLERİ 2050

Aralık 2021
Agriculture & Food Systems to 2050: Global Trends, Challenges and Opportunities (World Scientific Grand Public Policy Challenges of the 21st Century)
448 sayfa
Çeviren: Ahmet Necdet Öğütçü, Deniz Kılınç

Yüzyılımızda insanlık, bugüne kadar varlığının hiç karşılaşmamış olduğu ağır sorunlarla yüz yüzedir.
Dünyamız bir uçurumun başındadır.
Şimdiye kadar bir sınırı olabileceği akla getirilmemiş olan dünya doğal kaynakları ve yaşanabilirlik şartlarının sonuna gelmiş durumdayız.
Bilimsel veriler, “medeniyet denilen tek dişli canavarın” dünyaya taşıtmakta olduğu vahşî ve aşırı yükün, sürdürülebilirlik sınırlarını aşmış olduğunu söylemektedir.
Bu durum, günlük hayatlarımızda da açıkça hissedilebilir hâldedir.
Dünya artık hastadır, çok hastadır!
Üstelik hastalık bulgu ve sebepleri aşırı sayıda, bütüncül ve domino taşlarında olduğu gibi birbirini tetikler durumdadır.
Bizler, durumun vehâmetini daha yeni görmekte; dünyamızın varlığının ve onda mevcut bulunan yaşam şartlarımızın, şimdiye kadar hiç önemsemediğimiz, mikroskobik deniz canlılarından, böcekler ve tüm diğer varlıklara kadar, birinin dahî içinde oldukları bütünden koparılamayacak şekilde birbirine bağlı olduğunu; yaşamın asla bencilce sadece insanlar açısından ele alınamayacağını, doğanın bütün ögeleriyle birlikte düşünülmesi gerektiğini geç de olsa yeni yeni anlamaktayız.
İnsanlar için artık, su, topraklar ve gıda maddeleri gibi, faaliyetlerimiz için hayatî önemdeki bütün doğal girdi ve temel kaynakların son derece kıt ve sınırlı olacağı bir döneme girmekteyiz.
Üstelik, 2050’de dünya nüfusunun 9,5 milyarı geçeceği öngörülmektedir.
Şu andaki mevcut küresel olanakların bu nüfusu besleyebilmesinin imkânı yoktur!
Aşırı gübre kullanımıyla geniş toprakların öldürülmüş olması, küresel iklim değişiklikleri ve su kaynaklarının çok azalmış olmasının da bu olumsuzluğa artı yönde etkide bulunacağı tahmin edilmektedir.
Asıl tehdidin ise; küresel boyutta çok vahim sonuçlar doğurması beklenen gıda yetersizliği ve açlık tehlikesinin de ötesinde, insanlığın bir varlık sorununa evrilmiş olduğu belirtilmektedir.
Bütün bir dünya olarak, elbirliği ile müdahale edilmediği sürece, dünyamızın, dev bir sera olan Venüs gezegenine dönüşmesi ihtimâli, bilimsel bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.
Kitaptaki makalelerde, CGIAR uzmanlarının söz konusu bu durumla ilgili öneri ve önlem seçeneklerini bulacaksınız.

İÇİNDEKİLER

Bölüm1
TARIM VE GIDA DÜZENLERİ: GELECEĞE BAKMAK 2030/2050
Bölüm 2
GIDA DÜZENİ, TEHDİTLER VE ZORLUKLAR
Bölüm3
TEKNOLOJİK YENİLİK VE KAYGI VERİCİ GELECEK

KİTAPTAN BİR ALINTI

Küresel gıda güvenliği, sınırlı olan ekilebilir arazide, artan girdi kullanımı olmaksızın gıda üretimini artırmak için yeni teknolojilerin geliştirilerek, sunulmasını talep edecektir. Bu durum, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle, hem sıklığı hem de ciddiyetinin artacağı tahmin edilen çevresel şokları yönetmek için yenilikçi stratejilergerektirecektir.Tarım, son 50 yılda muhteşem bir büyüme göstermiştir. Gıda üretimi, küresel gıda üretiminin yaklaşık %50’sini oluşturan tahılların hakimiyeti altında kalmaktadır (FAO, 2017). 1960’ların başındaki Yeşil Devrim’den bu yana, tahıl üretimi (tahıllar ve bakliyat) 1 milyar tondan, 2014’te neredeyse 3 milyar tona çıkmıştır. Aynı dönemde, kök ve yumrulu mahsul üretimi iki katına çıkarken, et üretimi 4,5 kar artmıştır. Bubüyüme sadece %11 daha fazla etkili arazide gerçekleşmiştir.

Bu hızlı ilerlemenin temelini üç faktör oluşturmuştur: yeni ıslah teknolojilerinin geliştirilmesi ve benimsenmesinden kaynaklanan gelişmiş bitki çeşitliliği, sulama alanlarındaki genişleme ve özellikle azot ve fosfor olmak üzere gübre kullanımının yaygınlaşması. Bunlardan sadece birincisi sürdürülebilir olarak kabul edilebilir.