Şubat 2023
79 sayfa
Demokratik yerel yönetim; “yerel topluluk üyelerinin (belde halkının) ortak ihtiyaçlarını karşılamak, ekonomik, sosyal ve kültürel zenginliğine ve refahına ilişkin yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri, genel yetki ile, kendi sorumluluğu altında ve yerel topluluğunu yararları doğrultusunda yerine getiren; hiçbir ayrımı gözetmeden insanı yerel demokrasinin temeli kabul eden; işleyişinde açıklığı, şeffaflığı, insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçiren; yetkilerin yerel topluluğa en yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özerk ve demokratik bir yöntem”dir.
Yerel yönetim, hem “yereldir, hem de bir yönetimdir (iktidardır).”
Yerel yönetimin iki temel boyutu vardır:
• “Yerel hizmet birimi olma”, yerel hizmetlerin sağlayıcısı olma boyutu; burada yerel yönetimin, bir işletme, üretme ya da ürettirme ve idare etme sistemi olması söz konusudur.
• “Demokratik, kendi kendini yönetme birimi olma” boyutu; burada yerel yönetimin bir siyasal sistem olması söz konusudur.
Yerel yönetim halka en yakın yönetim biçimidir. Tarihsel olarak merkezî yönetimden önce geldiği gibi, demokratik potansiyeli olarak diğer yönetim birimlerinden daha üstündür. Çünkü, bireyin kendi kendime yönetimine gerçekten katılabileceği en uygun düzey olan, “yerel” düzeyin yönetimidir.
Yerel yönetim, günlük hayatın bugünü ve yarını için özel öneme sahip birçok kararın alındığı, uygulamanın yapıldığı yerdir. Yerel yönetim bu tür kararların alınmasına, uygulanmasında halkın etkinliğinin sağlanabileceği ve aynı zamanda, topluluğun yararı için, bireylerin bilgi ve yeteneklerinin harekete geçirilebileceği en uygun konumda bulunan bir yönetimdir. Bu nedenlerle, yerel yönetim, demokrasinin uygulamadaki birincil yeri, temeli ve demokrasinin beşiği olarak görülmektedir.
Demokratik yerel yönetim anlayışı, yerel yönetimin kendi gücünü ya da iktidarını, kendiliğinden bir amaç olarak değil fakat sivil toplum içindeki kuruluşlar, gruplar ve toplumsal hareketlerle paylaşılacak ve birlikte kullanılacak bir kaynak olarak görmesini zorunlu kılıyor.
İÇİNDEKİLER
1. SİVİL TOPLUM
2. TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM DÜŞÜNCE VE PRATİĞİ
3. SİVİL TOPLUM KAVRAMI ÜSTÜNE BİR DEĞERLENDİRME DENEMESİ
4. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK’LAR)
5. TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
6. YEREL YÖNETİM VE SİVİL TOPLUM
7. SONUÇ YERİNE
KAYNAKÇA
KİTAPTAN BİR ALINTI
Özerkliği, insanlar arasında doğrudan iletişim kurmayı, ittifaklar oluşturmayı, yapısal değişimleri, yerel demokratik katılımı ve kentsl/mekânsal talepleri günlük hayata yansıtmayı hedefleyen kentsel sosyal hareketlerin doğal habitatı, kuşkusuz sivil toplumdur.