• persembe@persembe.com

BOŞA GİTMESİN

Mayıs 2021
193 sayfa

Değerli akademisyen Orhan Erdem, bu kitapta davranışsal ekonomiyi herkesin anlayabileceği bir sadelikte, çarpıcı ve eğlenceli örneklerle anlatıyor, Borsa İstanbul’da görev aldığı dönemdeki akademik çalışmaları ile yerli yatırımcılarımızın ilginç davranış kalıplarını gözler önüne seriyor. Uzun yıllardır enflasyon, devalüasyon ve yüksek faiz sorunları ile mücadele eden, kanımca dev bir davranışsal ekonomi laboratuvarı olan ülkemizde öğrencilerin, anne ve babaların, yatırımcıların, yatırım danışmanlarının, portföy yöneticilerinin ve makroekonomik politikaları tasarlayan kamu görevlilerinin dikkatle okumaları ve dersler çıkarmaları gereken bir kitap bu.
– Attila Köksal, CFA Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Boşa Gitmesin kitabını okuduğumda davranışsal finans daha sade ve akıcı anlatılamazdı demiştim. Günlük hayattan örneklerle ekonomiyi etkileyici ve şaşırtıcı bir şekilde anlatan bu eseri herkese öneriyorum. Kitapta beynimizin bize oynadığı minik oyunları bulacak, farkında olmadan aldığımız pek çok ekonomik kararlarımızın nedenlerini anlayacaksınız.”
– Doç. Dr. Aysel Gündoğdu Öğretim Üyesi

Üniversitelerde okutulması gereken, tamamen özgün ve etkileyici, değişen ekonomiyi ve dünyayı sıkılmadan öğrenmenizi sağlayacak mükemmel bir eser. Matematik, fizik, tıp gibi birçok bilimle ilgili çok eğlenceli bağlantılar içeren bu kitap sayesinde ekonomiyi sevecek, her gün karşılaştığınız birçok ekonomik kararı daha iyi vereceksiniz.”
– Prof. Mehmet Dik, Chicago, ABD

İÇİNDEKİLER

 

KİTAPTAN BİR ALINTI

Balon kelimesi her ne kadar günlük hayatta sık kullanılsa da ekonomi veya finans kitaplarında pek geçmez. Çünkü, ekonomistlere göre satılan malın kalitesinde bir değişiklik olmadan fiyatların aşırı yükselmesi ve burada uzun süre kalması mümkün değildir. Böyle bir şey olduğu an birileribu fırsatı görür ve malı hızlıca satmaya başlar. Bu da fiyatların düşerek yine eski makul seviyesine gelmesini sağlar. Dolayısıyla balon diye bir şey yoktur ve olamaz. Bildiğim kadarıyla akademi dünyasında bu kelime, ilk kez 2005 yılında Yale Üniversitesi profesörlerinden Robert Shiller tarafından kullanıldı. Shiller o yıl yazdığı kitabında balonu şöyle tarif etmişti:

“Balon, etrafta sürekli dolaşan fiyat artışı haberlerinin insanların satın alma iştahlarını artırdığı, bunun diğer insanlara psikolojik bir şekilde sirayet ettiği ve zamanla artan bu tarz haberler sonucunda da bu haberlere şüpheyle yaklaşan ama başkalarının yatırım başarılarını içten içe kıskanan ve kumar heyecanıyla hareket eden daha çok yatırımcının piyasaya girdiği durumdur.”