• persembe@persembe.com

ALTININ GÜCÜ

Kasım 2008 (2. Baskı)
The Power Of Gold
307 sayfa
Çevirmen: Levent Konyar

Peter L. Benstein Altının Gücü’nde insanlık tarihinin en müthiş saplantılarından birini, altın tutkusunu anlatıyor. Altının tarihin bilinen en eski çağlarından bu yana hem ilham kaynağı hem de yıkıcı bir güç olageldiğini; en güzel sanat eserlerini süslediğini, olağanüstü acımasızlıklara neden olduğunu, ekonomileri yıpratıp parçalara ayırdığını, kralların ve hükümdarların kaderlerini belirlediğini, en mağrur sahiplerini trajik sonuçlara sürüklediğini hepimiz biliyoruz. Bütün bu insanlar altına sahip olduğunu düşünüyordu, oysa gerçekte altın onlara sahip olmuştu. Altının gücü buydu.

Tanrılara Karşı’nın yazarı Bernstein, Altının Gücü’nde bu kez bizleri Yason’un altın pöstekisiyle başlayan, Midas’tan Hz. Musa’ya, Kolomb’dan İnka İmparatorluğuna, California’daki altına hücum furyasından bugünün modern finans dünyasına kadar uzanan muazzam bir yolculuğa çıkarıyor.

Romantik efsanelerden çok, cüretkâr araştırmalara dayanan, para ve iktidar mücadelelerinin tarihine eğilen Bernstein, sonuç olarak altının gerçek önemi ve değerinin insan ruhunda uyandırmaya devam ettiği sonsuz ihtirastan kaynaklandığını ve bunun kendimizle ilgili gerçekleri ortaya çıkardığını öne sürüyor.

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ: Yüce Mülkiyet
BÖLÜM 1: Tüm Tehlikelerine Rağmen Altın
BÖLÜM 2: Midas’ın Dileği ve Salt Şansın Yaratıkları
BÖLÜM 3: Darius’un Küveti ve Kazların Tıslamaları
BÖLÜM 4: Simge ve İnanç
BÖLÜM 5: Altın, Tuz ve Kutsal Şehir
BÖLÜM 6: Eoba, Babba ve Udd’un Vasiyeti
BÖLÜM 7: Büyük Zincirleme Reaksiyon
BÖLÜM 8: Bölünme Çağı ve Kralların Kefareti
BÖLÜM 9: Kutsal Susuzluk
BÖLÜM 10: Ölümcül Zehir ve Özel Para
BÖLÜM 11: Asya’daki Mezarlık ve Hien Tsung’un Tesadüfi Buluşu
BÖLÜM 12: Yeni Madeni Para Sistemi ve Son Büyücü
BÖLÜM 13: Gerçek Öğreti ve Büyük Kötülük
BÖLÜM 14: Yeni Efendi ve Lânetli Keşif
BÖLÜM 15: Güç ve Başarısızlık
BÖLÜM 16: Altın Prangalar Parçalanırken
BÖLÜM 17: Altın Çıpasından Kurtuluş

KİTAPTAN BİR ALINTI

Yarattığı tüm karmaşık tutkulara rağmen, altın özünde olağanüstü basit bir madendir. Kimyasal simgesi AU, tan vakti beliren ışıltılar anlamında (aurora) seher sözcüğünden türetilmiştir. Ancak, AU simgesi parıltıyı çağrıştırmasına rağmen, altın kimyasal tepkimeye girmez. Sahip olduğu sonsuz ışıltının kaynağı budur. Kahire’de bir yerlerde tesadüfen bulacağınız, bundan 4.500 yıl önce bir Mısırlı için yapılmış altın diş köprüsü, bugün rahatlıkla ağzınıza takılıp kullanabileceğiniz kadar iyi durumdadır. Altın olağanüstü yoğun bir madendir. Yaklaşık yirmi sekiz santimetre küp hacmindeki bir altın parçasının ağırlığı yarım tondur. 1875 yılında İngiliz ekonomist Stanley Jevons, Londra Bankerleri Takas Odası’nda gerçekleştirilen toplam 20 milyon sterlin tutarındaki işlemlerin bedelinin altın parayla ödenecek olması halinde, yaklaşık toplam 175 ton geleceğini ve “”taşımak için seksen at gerekeceğini””, söylemişti. Jevons, son derece yoğun olması nedeniyle, çok küçük miktarda altının bile çok büyük miktarda paranın karşılığı olarak kullanılabileceğini belirtmişti.